CTP: “Kıbrıs Türk halkının beklentisi iradesine saygı gösterilmesi ve müdahale edilmemesi”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), anayasasında “laiklik” yazdığı için değil, özünde de çağdaş, hukukun üstünlüğüne inanan ve laik olan Kıbrıs Türk halkının tek beklentisinin kendi değerlerine, iradesine ve düzenine koşulsuz saygı gösterilmesi ve müdahale girişiminde bulunulmaması olduğunu vurguladı.CTP, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti sırasında yaptığı bazı açıklamalara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Erdoğan’ın “Kuzey Kıbrıs’ta kızlarımızın başörtüsüyle uğraşmaya kalkarsan, karşında bizi bulursun. Çünkü biz bunun mücadelesini çok verdik ve bu mücadeleyi vere vere bir yerlere geldik.” sözleriyle kendi ülkesinde yaşanan süreçlere atıfla bulunduğunu ancak bu ifadelerin, Kıbrıs’taki yaşanmışlıklarla herhangi bir irtibatı ya da olgusal bağı bulunmadığının anlaşılması gerektiği kaydedildi.-“Ülkemizde, Sayın Erdoğan’ın sözünü ettiği türden bir mücadele alanı olmadı”CTP açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti’nin, özellikle “başörtüsü” konusunda uzun yıllar çok ciddi bir kamplaşmaya sahne olduğu ve bu durumun, hem toplumsal birliği zedelediği, hem de kişi hak ve özgürlüklerine dair sayısız ihlalin yaşanmasına yol açtığı kaydedildi.Açıklamada, “Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi deneyimi ile bizdeki durum arasında en küçük bir benzerlik dahi bulunmadığı herkes tarafından anlaşılmak zorundadır” denildi.Açıklama şöyle devam etti:“Bu gerçekten hareketle herkes bilmelidir ki; Sayın Erdoğan’ın dün bir konuşmasında sarf ettiği ‘Kuzey Kıbrıs’ta kızlarımızın başörtüsüyle uğraşmaya kalkarsan karşında bizi bulursun’ cümlesinin muhatabı Kıbrıslı Türkler olamaz. Konuk Cumhurbaşkanı’nın özellikle ‘Çünkü biz bunun mücadelesini çok verdik ve bu mücadeleyi vere vere bir yerlere geldik’ sözlerinin zemini ancak ve yalnızca kendi ülkesi olabilir. Bizim ülkemizde, Sayın Erdoğan’ın sözünü ettiği türden bir mücadele alanı olmadığı gibi, gerçekte mücadele edilmesi gereken bir mesele de bulunmamaktadır.”-“Toplumsal barış için tüzük geri çekilmeli”Disiplin Tüzüğü’nün, toplumsal barış ve hoşgörünün devamı için geri çekilmesinin şart olduğunu ifade edilen açıklamada, “Kıbrıs Türk halkı, anayasasında laiklik yazdığı için değil, özünde ve gerçekten laik olduğu için, anayasasına da bunu yazan, çağdaş, hukukun üstünlüğüne inanan ve demokrasiye sonuna kadar bağlı bir halktır.” denildi.Açıklama şöyle devam etti:“Kıbrıs’ta bizler, Türkiye Cumhuriyeti’nin özellikle bu başlıkta yaşadığı kişi hakları ve özgürlükleri bağlamındaki demokrasi bunalımını ya da insan hakları ihlallerini hiçbir zaman yaşamadık. Kıbrıs Türk halkı, kimsenin giyimi ya da giyimine ek olarak kullandığı herhangi bir ihtiyaç nedeniyle asla bir ikilem yaşamamış, hiç kimse bu sebeplerle herhangi bir haktan mahrum bırakılmamıştır. Kıbrıs Türk halkı; demokratik, laik, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, çağdaş hukuk düzenine bağlı bir halktır. Bu nedenle başörtüsü kullanmak da, giyim-kuşam ya da ibadet gibi özgürce icra edilebilen kişisel haklar kapsamında değerlendirilmiş, korunmuş ve saygı görmüştür. Toplumsal norm ve kuralların yanı sıra mevzuat da bu anlayış doğrultusunda, herhangi bir zorlama olmaksızın şekillenmiştir.”- “Çocuk hakları, pedagoji ve çocuk psikiyatrisi uzmanlarının yönlendirmelerini temel alıyoruz”Açıklamada, ilk ve ortaöğretim kurumlarında kılık kıyafete ilişkin düzenlemelerin de Kıbrıs Türk halkının demokratik, laik, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, çağdaş hukuk düzenine bağlı anlayışına uygun biçimde oluşturulduğu ve mevzuatın bir parçası haline geldiği kaydedildi.42 yıldır bu mevzuat ve uygulamanın, herhangi bir sorun yaşanmasına neden olmadığına işaret edilen açıklamada “Bizler, yetişkin bireylerin hak ve özgürlüklerini istedikleri gibi yaşayabilmeleri konusunda hiçbir tereddüt taşımamaktayız ancak aynı zamanda çocuk hakları, pedagoji ve çocuk psikiyatrisi uzmanlarının yönlendirmelerini temel alarak kararlar üretmekteyiz” denildi.(FEZ)