Erhürman: “Sonucu değiştirecek faktör, çözüm iradesini masaya koymaktır”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, “mülkiyet sorununun, Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığıyla değil, ancak Kıbrıs sorununun çözülmesiyle çözülebileceğini” belirtti.
Tufan Erhürman, güneyde açılan davaların, hukuk davaları değil, Rum liderin hukuku siyasetin aracı hâline getirmesi olduğunu ifade ederek, “Sonucu değiştirecek olan faktör, sizin çözüm iradenizi masaya koymanızdır” dedi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden verilen bilgiye göre, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Genç TV’de katıldığı programda, ekim ayında gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimine işaret etti, gündemdeki meselelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
-“Ülkede iyi giden bir şey yok”
“Ülkede iyi giden hiçbir şeyin olmadığını” savunan Erhürman, her alanda insanların çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti. İçeride de dışarıda da birçok sıkıntı olduğunun altını çizen Erhürman, “Dışarının da içeriye etkileri var” ifadelerini kullandı.
Eğitimde ve sağlıkta yaşananların “çok büyük sıkıntılara dönüştüğüne” işaret eden Erhürman, hayat pahalılığındaki en ciddi artışların da eğitim ve sağlık alanlarında yaşandığını kaydetti. Tufan Erhürman, “Kamusal eğitim ve sağlık hizmetleri, insanları arzu edilen noktaya taşımıyor” diye konuştu.
Erhürman, “Nerede doğduğundan bağımsız olarak, Kıbrıs Türk halkı bir ortak özelliğe sahiptir: Çocuklar söz konusu olduğunda akan sular durur. Ancak eğitimde, sağlıkta, trafikte başı yanan yine çocuklarımız oluyor. Dış gelişmeler de benzer sonuçlara yol açıyor” dedi ve buradaki statünün en çok da çocukları mutsuz ettiğini söyledi.
Erhürman, “Çocuklar ‘zaten burada yaşamayacağım’ diyor. Aileler ise ‘gidin de gelmeyin’ demeye başlamış durumda. Tüm bunlar, toplumsal mutsuzluğun en temel sebebi hâline gelmiş durumda” diye konuştu.
-“Kıbrıs Türk halkı her şeyin farkında”
“Ülkede, nereyi tutsanız elinizde kalacak bir durumla karşı karşıyayız” diyen Erhürman, “Kıbrıs tarihinde ilk kez güvenlik endişesinin bu kadar üst boyutlara ulaştığı” görüşünü paylaştı. Tufan Erhürman, “Herkes, kendisinin ve çocuklarının güvenliğinden endişeli. Öyle bir yapı oluştu ki hiç kimse hiçbir şeyden memnun değil. Herkes, her şeyin farkında” dedi.
Tufan Erhürman, “İki devletli çözümle ilgili paneller düzenlenince, sanki bu gerçekleşebilir bir şeymiş gibi bir imaj yaratılabileceği sanılıyor. Oysa Kıbrıs Türk halkı her şeyin farkında” dedi ve karşılarındaki zihniyetin, memleketi yaşanmaz hale getirdiğini söyledi.
Ekim ayında gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimine işaret eden Erhürman, “Bu seçim, her şeyden önce çocuklarımız için oy vereceğimiz bir seçimdir” dedi.
Erhürman, “2005’te TMK kurulurken üç temel ayağı vardı: Birinci ayak, çözüm iradesiydi. İkinci ayak, iki bölgelilikti. Üçüncü ise AİHM ile uyumdu. Bugünse çözüm iradesi yok. ‘İki devletlilik’ten bahsettikleri için artık iki bölgelilik de yok. AİHM ile uyumda da ciddi sorunlar yaşanıyor” şeklinde konuştu.
-“Ekim ayında son dört buçuk yılın kötü parantezini kapatacağız”
“Kimse TMK aracılığıyla tüm mülkiyet sorununun çözülebileceğini düşünmesin” diyen Erhürman, mülkiyet sorununun, ancak Kıbrıs sorununun çözülmesiyle çözülebileceğine dikkat çekti.
Tufan Erhürman, güneyde açılan davalarla ilgili de konuştu ve “Bu davalar, bildiğimiz anlamda hukuk davaları değildir. Bu, Sayın Hristodulidis’in hukuku siyasetin aracı hâline getirmesidir” ifadelerini kullandı.
Erhürman, “Bunu anlıyorum, ama yapandan çok yapılmasına olanak sağlayana bakıyorum. Bu alanı açtılar, Hristodulidis de istediği gibi at oynatıyor. Hâlâ birileri hikâye anlatmaya devam ediyor” dedi.
“Sonucu değiştirecek olan faktör, sizin çözüm iradenizi masaya koymanızdır” diyen Erhürman, kimsenin anlamadığı bir tezin ortaya koyulduğunu ve söz konusu tezin dünyada anlamının “Çözümsüzlük çözümdür” olduğunu ifade etti.
Tufan Erhürman, “Ekim ayında son dört buçuk yılın kötü parantezini kapatacağız. Kıbrıs Türk halkını temsil edenler, dosyalarına hâkim olmak zorundadır. ‘Egemen eşitlik’ diye diye, egemenlik Hristodulidis’e bırakıldı” diye ekledi.