Başbakan Ünal Üstel, Stewart’ın açıklamalarını değerlendirdi: “Gerçeklerden uzak, taraflı bir veda mesajı”

Başbakan Ünal Üstel Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın açıklamalarını “gerçeklerden uzak taraflı bir veda mesajı” olarak değerlendirdi.
Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre, Colin Stewart’ın görev süresi boyunca ne taraflar arasında güven inşa edecek ciddi adımlar atıldığını, ne de Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı izolasyonların kaldırılması için herhangi bir somut çaba gösterildiğini belirten Başbakan Üstel, “Stewart’ın dört yıllık görev süreci, Kıbrıs Türk halkı açısından sonuçsuz ve duyarsız bir dönem olarak kayıtlara geçmiştir.” dedi.
– “Tarafsızlık ilkesine ve diplomatik nezakete aykırı..”
Başbakan Üstel açıklamasında şunlara yer verdi:
“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın Açıklamaları Kıbrıs Türk Toplumu açışımdan üzüntü ile karşılanmış, Stewart’ın görev süresinin sonunda yaptığı açıklamalar, sadece Kıbrıs Türk halkını hayal kırıklığına uğratmakla kalmamış, aynı zamanda tarafsızlık ilkesine ve diplomatik nezakete aykırı bir yaklaşımı da gözler önüne sermiştir.
Sayın Stewart’ın ‘iki devletli çözüme dair bir senaryo yoktur’ ifadesi, açıkça taraflı ve siyasi gerçeklikten uzak bir beyandır. Kıbrıs Türk halkının siyasi iradesini yok sayan, yıllardır uluslararası toplumun çözümsüzlüğe göz yumması nedeniyle kendi kaderini tayin etme hakkını talep eden bir topluma yönelik bu yaklaşım kabul edilemezdir.
-‘Adaletsizliğin sürmesine katkı koyuyor…’
Kıbrıs Türk halkı, 1960 Ortaklık Cumhuriyeti’nin kurucu ve eşit ortağı olmasına rağmen, 1963 yılında silah zoruyla devletten dışlanmış, temel hakları gasp edilmiştir. O günden bu yana ambargolar, izolasyonlar ve haksızlıklarla baş başa bırakılmıştır. Bu tarihi gerçekler ortadayken, 2025 yılında hala Kıbrıs Türk halkına “federasyon dışında başka bir seçeneğiniz yok” demek, en hafif tabiriyle adaletsizliğin sürdürülmesine katkı koymaktır.
-“Sonuçsuz ve duyarsız bir dönem…”
Görev süresi boyunca ne taraflar arasında güven inşa edecek ciddi adımlar atılmış, ne de Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı izolasyonların kaldırılması için herhangi bir somut çaba gösterilmiştir. Stewart’ın dört yıllık görev süreci, Kıbrıs Türk halkı açısından sonuçsuz ve duyarsız bir dönem olarak kayıtlara geçmiştir.
Üstelik yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk halkının Türkiye ile olan ilişkisini “absorption” yani ilhak imasıyla yorumlamak, saygısızca ve ön yargılı bir yaklaşımdır. Kıbrıs Türk halkı Anavatan Türkiye ile olan bağını bir zorunluluk olarak değil, gönüllü ve tarihsel kardeşlik ilişkisi içinde sürdürmektedir.
-“İki devletli çözüm meşru bir taleptir…”
Kıbrıs’ta gerçek bir barış ve sürdürülebilir bir çözüm isteniyorsa, bu çözüm iki tarafın eşitliği temelinde şekillenmelidir. Eşit egemenlik, eşit uluslararası statü ve karşılıklı saygı, adil bir çözümün olmazsa olmaz koşullarıdır. Bu bağlamda, iki devletli çözüm Kıbrıs Türk halkı için yalnızca bir seçenek değil, aynı zamanda meşru bir taleptir.
Uluslararası toplumdan beklentimiz, artık çözümsüzlüğü ödüllendiren değil, adil ve kalıcı çözümü cesaretlendiren bir tutum sergilemesidir. Sayın Stewart’ın görev süresini böylesine taraflı bir ifadeyle kapatması, ne diplomasinin ruhuna ne de Kıbrıs’taki hassas dengelere hizmet etmektedir.
Gerek içimizden gerek dışımızdan, Kim ne isterse yapsın, Biz, Kıbrıs Türk halkı olarak, hakkımız olan eşit statüyü ve özgür geleceğimizi kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.”