Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu’na hitap etti

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz bugün, bu kürsüde kendi vatandaşlarımızla birlikte sesi kısılmak istenen Filistin halkının hissiyatına tercüman olmak için de bulunuyoruz. Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıklayan tüm ülkelere teşekkür ediyor, henüz bu kararı almayan devletleri ise bir an önce harekete geçmeye çağırıyorum.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu’nda BM’nin 80. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti.
Konuşmasına BM’nin 80’inci Genel Kurulu’nun tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyerek başlayan Erdoğan, insanlığın ortak vicdanını temsil eden bu kürsüden bir kez daha hitap etmekten büyük bahtiyarlık duyduğunu ifade etti.
Erdoğan, Genel Kurul Başkanlığını tamamlayan BM Genel Kurulu’nun 79. Dönem Başkanı Philemon Yang’ı tebrik etti, bu görevi devralan eski Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’a başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Konuşmamın hemen başında, Filistin’in giderek artan sayıda ülke tarafından tanındığı bir dönemde, Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmut Abbas’ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum. Biz bugün bu kürsüde kendi vatandaşlarımızla birlikte sesi kısılmak istenen Filistin halkının hissiyatına tercüman olmak için de bulunuyoruz. Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıklayan tüm ülkelere teşekkür ediyor, henüz bu kararı almayan devletleri ise bir an önce harekete geçmeye çağırıyorum.” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Şartı’nın bundan 80 yıl önce San Francisco’da imzalandığını ve 24 Ekim 1945’te yürürlüğe girdiğini anımsatan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Kuruluş Şartı’nın ilk maddesinin ilk kelimelerini burada tekrar hatırlatmak istediğini belirterek, şöyle devam etti:
“‘Birleşmiş Milletler’in amacı, uluslararası barış ve güvenliği korumaktır.’ Evet, bizler bu salonda Birleşmiş Milletler’in 80’inci yaşını kutlarken dünyanın birçok bölgesinde Kuruluş Şartı’nın ilk maddesinin ilk kelimelerine gölge düşürecek vahim hadiseler yaşanıyor. Özellikle Gazze’de gözlerimizin önünde 700 günü aşkın bir süredir soykırım devam ediyor.
Biz toplantı halindeyken dahi Gazze’de şu anda siviller katlediliyor. Gazze’de ölen sivillerin sayısı 65 bini geçti. Enkaz altında kaç cenazenin olduğu henüz bilinmiyor. Ölenlerin 20 binden fazlası çocuk. İsrail tarafından, Gazze’de son 23 aydır her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor. Bunlar sayı değil dostlar, hepsi birer can, birer masum insan. Şu anda sadece silahlarla değil, açlık silahıyla da insanlar öldürülüyor. 21’inci yüzyılda, medeni dünyanın bakışları altında, 146’sı çocuk 428 kişi açlıktan hayatını kaybetti ve sayı her geçen gün artıyor.”
– Gazze’deki masum sivillerin fotoğraflarını gösterdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Gazze’deki günlük hayatı anlatan bir fotoğraf göstererek, “Ellerinde leğenli kadınlar. Lütfen hepimiz elimizi vicdanımıza koyup cevap verelim. 2025 yılında şöyle bir gaddarlığın makul bir sebebi olabilir mi? Fakat, insanlık adına bu utanç manzarası Gazze’de 23 aydır her gün tekrar ediyor. 365 kilometrekare içinde yaşayan 2,5 milyon Gazzeli, her gün yerinden ediliyor, her gün bir başka bölgeye göçe zorlanıyor.” diye konuştu.
Gazze’nin sağlık altyapısının tamamen çökmüş durumda olduğunu, doktorların öldürüldüğünü ya da gözaltına alındığını, ambulansların vurulduğunu, hastanelerin bombalandığını, yıkıldığını belirten Erdoğan, tedavinin, operasyonun ve ilaç bulmanın mümkün olmadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bakın, Tayyip Erdoğan olarak içim yanarak, içim kan ağlayarak söylüyorum. Henüz 2-3 yaşındaki, elleri, kolları, bacakları olmayan masum yavrucaklar, bugün maalesef, Gazze’nin olağan fotoğrafı haline gelmiştir.” dedi.
– “Birleşmiş Milletler Gazze’de kendi çalışanlarını dahi maalesef koruyamamıştır”
Ardından, açlıktan ölme noktasına gelen bir çocuğun fotoğrafını gösteren Erdoğan, “Buna hangi vicdan dayanır, hangi vicdan buna sessiz kalabilir? Çocukların açlıktan, ilaçsızlıktan öldüğü bir dünyada huzur olur mu?” ifadesini kullandı.
Herkesin anne-baba olduğunu, üzerine titrediği evlatları, torunları olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada, Amerika’da, Avrupa’da, dünyanın her yerinde, bir çocuğun eline küçük bir diken batsa, anne babaların yüreği yanıyor ama Gazze’de, çocukların elleri, kolları, bacakları anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Kimse kusura bakmasın ama bu, insanlığın dip noktasıdır. İnsanlık tarihi son bir asırda böyle bir vahşet görmemiştir. Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Gazze’deki soykırım medya, sosyal medya aracılığıyla her an canlı olarak yayınlanıyor.
İsrail, şu ana kadar Gazze’de ulusal ve uluslararası basında çalışan 250 gazeteciyi kasıtlı olarak öldürdü, Gazze’ye tüm girişleri yasakladı. Ama yine de soykırımı gizleyemedi. Filistin topraklarında devam eden soykırıma her fırsatta dikkatleri çeken Genel Sekreter Sayın Guterres’i gönülden destekliyorum, cesareti için kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. Ancak, Birleşmiş Milletler Gazze’de kendi çalışanlarını dahi maalesef koruyamamıştır. Gazze’de insanlara yardım için koşturan 500 kişi öldürülmüştür. Bunların 326’sı BM personelidir.”
(AA/TUĞ) Ek verilecek