Kıbrıs

Çavuṣoğlu:Tam gün eği̇ti̇m vi̇zyonundaki̇ yolculuk planlandığı gi̇bi̇ gi̇di̇yor – Zımba Haber

 

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, BRT’de 14. Saat programına katılarak eğitimde yaşanan sıkıntıları ve eleştirileri yanıtladı.

Bakan Çavuşoğlu, okul binalarında yaşanan tavan çökme, sıvaların düşmesine ilişkin sosyal medya üzerinden yapılan eleştirilere özellikle de CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın açıklamasına “Gerçekten hepsine Günaydın diyorum. Uyanmışlar ve bu tip açıklamalar yapıyorlar” yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, “Tufan hocayı severim, sayarım. Gazimağusa TMK’da bir mermerin çatlayan kısmının düşmesi veya düşürülmesi ile ilgili bir açıklama yapmış. Yani aslında her hükümet döneminde okullara bu kadar ilgi gösterilmiş olsaydı şuanda bu tartışmaların herhalde yüzde 90’ı olmazdı. CTP’nin hükümet olduğu dönemlerde Tufan hoca bu açıklamayı yapabilmek için şunu demesi lazım. Kendi döneminde kaç metre seramik döşedi. Kaç metre kare sıva yapıldı. Kaç sınıf yapıldı? Kaç okul yapıldı? Kaç metre internet kablosu çekti. Kaç tane akıllı tahta getirdi. Kaç tane okul boyadı. Bunları söyleyebilmesi gerekirdi. Ama söyleme cesaretleri yok. Sadece toplumun unutkanlığına sığınarak bu tip açıklama yapıyorlar. Ben söyleyim o zaman. Tufan hocanın hükümetin başı olduğu dönemde bir tek okul projesi yapıldı. İnşaatını da biz yaptık. Bir metre internet kablosu çekilmedi. Bir adet akıllı tahta okullara kazandırılmadı. Belki cüzi miktarda sıva yapıldı….Belli ki CTP halka geçmişindeki başarısızlıklarını unutturmaya çalışıyor” dedi.

“ TUFAN HOCA’DAN ÖZÜR DİLECEĞİM… KENDİSİ DE ÖZÜR DİLEYECEK Mİ?”

Bakan Çavuşoğlu, “Bu memlekete, bu çocuklara kitap bile basıp verememiş bir hükümettir. Kitapları bile basıp verememiş bir hükümetin mensupları veya Başbakanı nasıl olur da biz yükü okul aile birliklerine aktardığımızı söyleyebilme cesaretini gösterir. Tufan Hoca kendi hükümeti döneminde bu ülkeye ne kattı? Buradan açıkca kendisini davet ediyorum. Lütfen hepsini açıklasın. Eğer biz ondan 10 kat daha fazla yapmamışsak kendisinden özür dileyeceğim. Ama kendisi ne yapacak? Eğer yapmadıysa. Kendisi de özür dileyecek mi?” diye konuştu..

“SİYASETİ MUHALEFET GİBİ KÜÇÜK İŞLERE BAĞLAMAM”

Nazım Çavuşoğlu, “Muhalefet yüzüme karşı eleştiri yaptığında cevap veriyorum. Ama belli ki online tartışmak istiyorlar. Meclis’te söylesinler cevaplarını vereyim. Buradan çağrı yapıyorum Tufan hoca eleştirsin beni. Kendi döneminde yaptıkları icraatların da listesini sayarak ben de bizim dönemimizde yaptığımız icraatları sayarak karşılaştıracağız toplum değerlendirsin. Biz 93 tane prefabrik yaptık. Parkelerini alıp kumunu taşıdığımız Erenköy Lisesinde stabilize malzamenin çamur olarak sosyal medyadan gösterilmesiyle o kadar emeğimiz heba edildi. Kötü olaylar bizim dönemimizde kamuoyuna paylaştırılıyor. Yani siz düşünürsünüz ki CTP döneminde hiç sıva düşmedi, mermer şişmedi. Ben böyle küçük işlerle yani böyle siyaseti küçük işlere bağlamam. Yani şimdi Tufan hoca okullara kendisinin bir katkı yapmadığını bilmiyor mu? CTP’nin bir katkı yapmadığını bilmiyor mu?”dedi.

“GTMK’DA MERMERİN BİR KISMI DÜŞÜRÜLMÜŞ DE OLABİLİR”

Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, Gazimağusa TMK’nın ikinci katından mermer parçalarının düşmesi ile ilgili de açıklamada bulundu.

Çavuşoğlu, “GTMK’da bir mermerin korkulukların dışında düşen kısmını ben de fotoğraflarda gördüm. Bir kırılma var. Elbette tehlikeli. Ama bu ülkede 162 tane okul var. Ve biz bu okulları yenilemeye, güçlendirmeye, tadil etmeye çalışıyoruz. Yeni okullar kazandırmaya çalışıyoruz. Bir balkon komple sadece bir mermerde düşme var. İlgili taşeron Müteahhit kişiyi biz oraya gönderdik. Ve onun bize verdiği bilgiye göre bu düşürülmüş de olabilir. Bir kısmı kesinlikle el aracı ile düşürülmüştür. Bir kısmı doğal olarak düşmüş olabilir diye bize bilgi aktardı” dedi.

Son dönemlerde okul binaları ile ilgili sosyal medyada yayınlanan görüntülerle ilgili de konuşan Bakan Nazım Çavuşoğlu, “ Şöyle durum da ortaya çıktı. Nerede bir çatlak var ise o bir şekilde fotoğraflanıp bize gönderilmeden sosyal medyada paylaşılıyor. Veya küçük bir düşük var ise etrafı da kırılarak büyütülüyor, sosyal medyada paylaşılıyor…Tüm bunlar bilerek mi yapılıyor? Ben artık bir kısmının bilerek yapıldığını düşünüyorum. Sayın bakan bu ciddi bir iddia.Evet ben de iddianın ciddi olduğunu söylüyorum”diye konuştu.

“MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NI ALAN KİŞİ BİR TANE DE MATBAA ALIP DA PARA BASMIYOR”

Bakan Çavuşoğlu, okulların tamir ve tadilatı için gelecek yılki bütçeye 1 Milyar TL konmasını istediklerini ve bunun için de Maliye Bakanlığı’na baskı yaptıklarını ifade etti.

Bakan Çavuşoğlu, “İçinde bulunduğumuz durum çok sıkıntılı bir dönemdir. Örneğin şimdi biz Maliye Bakanlığı’ndan 2024 Bütçesinde tamir ve tadilatlar için 1 Milyar TL talep ettik. Şuanda Maliye bu 1 Milyar’ın bize yüzde kaçını verecek? Basıncıların da takip etmesini istiyorum. Gelecek yıl için 1 Milyar TL’ye ihtiyaç var. Maliye kendi hesap kitabını yapıp bana 1 Milyar TL’yi vermezse tabi ki bu mermerler kırılmaya devam edecek. Sıvalar düşmeye devam edecek. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığını alan kişi bir tane de matbaa alıp da para basmıyor. Bunları söylüyorsam herhalde bir sebebi var. Belki de Maliye Bakanlığına baskı oluşturuyoruz” dedi..

“SENDİKALAR EĞİTİMİN NERESİNDE? MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NA SALDIRMAYI BIRAKIN”

Öğretmen sendikaları birlikte hareket etmek istediğini de dile getiren Nazım Çavuşoğlu, “ Sendikalar bu ülkenin neresinde? Eğitimin neresinde? Eğer biz 162 okulun tümünü sağlam bir şekilde elden geçirmezsek bu fotoğrafları görmeye devam edeceğiz. Bunun için de milyarlarca bir paraya ihtiyaç var. Ve en az da 2-3 yıla ihtiyaç var. O yüzden bir mermer, sıva düştüğünde onların deyimiyle bir tavan düştüğünde Milli Eğitim Bakanlığı’na saldırmaya bırakın. Bu ülkeye 13 okul kazandırdık. 162 okulun tümünü bu dönemde yenilememiz mümkün değildir. Bunun için büyük bir çaba sarf ediyoruz.Sarf etmeye de devam edeceğiz” diye konuştu.

“SENDİKALARLA İYİ GEÇİNME ADINA 30 SENEDİR HEPSİ GÖZ YUMDU. BİZ İSE BAŞIMIZI AĞRITIYORUZ”

Okulların alt yapısını geliştirme amacıyla çalıştıklarını vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “Bakın bu ülkede 30 senedir tüm partilerin seçim manifestolarında tam gün eğitim var. Bütün hükümetlerin hükümet programlarında tam gün eğitim var. Hiç kimse yapmadı. Niye yapmadı? Çünkü sendikal uyum, sendikalarla iyi geçinme, başları ağrımasın diye hepsi göz yumdu. Biz ne yapıyoruz? Bu hükümet ne yapıyor? Biz başımızı ağrıtıyoruz. Neden? Çünkü bu ülkeyi seviyoruz. Bu ülkenin geleceğine bu değişiklikleri yapmak istiyoruz. Bu reformları yapmak istiyoruz. Kişisel yıpranma olabilir. Partisel yıpranma olabilir. Hükümet yıpranması olabilir.Biz bu toplumun ayağa kalkması için burdayız. Biz eğitimin niteliğini artırmaya çalışıyoruz. Sıkıntılarımız evet var. Ama bu sıkıntıları aşmak için büyük bir mücadele yapıyoruz. Velilerimize çağrım; onlarda bize destek olursa daha hızlı aşarız” dedi.

Bakan Çavuşoğlu bir soru üzerine, “Laik eğitim, Kıbrıslısın gibi tantanalar var. Bakınız! ben buradan söyleyim. Ben laik bir insanım. Atatükçü bir insanım. Bunu da kimseye ispat etme ihtiyacım yoktur. Bunu tartışmam, tartışdırtmam da. Benim Kıbrıslılığıma da laf ediliyor. Buna dil uzatanların burnu çok uzundur. Benim Kıbrıslılığım hastır. Bunu da bilenler bilir, bilmeyenler de bilir”diye konuştu…

“İNŞAAT MÜHENDİSLERİ OKUL BİNALARI İLE İLGİLİ PROJELERİN HENÜZ YÜZDE 5’İNİ TAMAMLADI”

Bakan Çavuşoğlu konuşmasında inşaat mühendislerinin Başbakanlıkta kurulan Deprem komitesine sunması gereken projelerin henüz yüzde 5’ini tamamladığını da belirtti.

“YÜZDE 95’İNİ BEKLİYORUM. BEN Mİ YAPACAM?”

Nazım Çavuşoğlu, “Bugün Ekim’in 27’si halen daha net olarak söylüyorum bize gelmesi gereken projelerin sadece yüzde 5’i geldi. Ne yapacaksınız? Bekliyorum. Beni mi yapacam? İlk kez buradan rakamları veriyorum. İnşaat Mühendislerinden gelen toplamda okul projesinin sayısı yüzde 5. O yüzden söylemek zorunda kalıyorum. Çünkü zannediliyor ki projeler geldi ve biz yapmıyoruz. 11 okulun tamir, tadilat ve güçlendirilmesi ile ilgili gelen bloklarnın ihalesini ihale ettik. 7 tanesine kimse teklif atmadı. Tekrar ihaleye çıkıyoruz. Bekliyoruz bugün Deprem Komitesi2nin bir toplantısı var. Bugün de 3-5 okul daha eklenebilir. Halen daha tekrar ediyorum; gelmesi gereken projelerin yüzde 5’i ancak ulaştı bakanlığımıza. Bu projeler de geldiği andan itibaren de değişitirilen ihale yasası ile birlikte Müteahhitler Birliği ile birlikte 5 günlük bir ihale süreci ile bu ihaleler verilip, okulların güçlendirilmesi tadilatları yapılmaya devam edecek” dedi.

Çavuşoğlu, “Bizim Milli Eğitim Bakanlığı’nda bir tane mühendis var. Biz gece gündüz bu işlerle uğraşıyoruz. Ama ülkede hep beraber çalışıyoruz ve bizim İnşaat Mühendislerinden gelmesi gereken yüzde 95 projeyi daha bekliyoruz…Bu fatura öğretmene, öğrenciye kesilemez ama gelmeyen projelerin faturasını hükümete de kimse kesemez. Bana da kesemez. Kime kesilecek? Faturayı 50 seneye keseceksiniz. Bütün zamanlara keseceksiniz faturayı. Sadece bu döneme değil. Bu dönem en fazla tamir, tadilat yapılan dönemdir. 13 okul sisteme kazandırılmış bir dönemdir. Bir fatura kesilecekse 50 senelik sorumlulara kesilecek. İçindeki payımız partimizin de hükümetimizin de şahsımızın da payı ne ise onu alacağız” dedi.

İnşaat mühendislerinden okulların projelerin hangi aşamada olduğunu kamuoyuna açıklamasını da isteyen Bakan Çavuşoğlu, “X okul bu durumdadır, Y okul bu durumdadır falan okul bu durumdadır diye İnşaat Mühendislerinden ben de açıklama istiyorum” diye konuştu.

“ TAM GÜN EĞİTİM VİZYONUNDAKİ YOLCULUK PLANLANDIĞI GİBİ GİDİYOR”

Bakan Çavuşoğlu, hükümetin bu dönemde vizyonunun tam gün eğitim olduğunun da altını çizdi.

Nazım Çavuşoğlu, “Sayın Ünal Üstel başkanlığındaki bu hükümet reformist bir hükümet olma yolunda kronikleşmiş sıkıntıları aşma yolunda bir yolculuğa çıktı. Bu hükümetin vizyonu bu dönemde tam gün eğitimdir. Bu vizyonun yürütücüsü benim. Bu yolculuk tam planlandığı gibi gidiyor…Eylemler, mermer düştü sosyal medyada infialler, su basan okulları geçmişte kimse söylemiyor şimdi işte yağmur yağdı çamur oldu onu söylüyorlar.Ben çağı yakalamak için sendikalara şunu söylüyorum; tam gün eğitim vizyonu bir fırsattır. Bu okulları uluslararası standartlara getirebilmek için tam bir fırsattır. Deprem meselesi kötü bir olaydır ama depreme dayanıklı okullar yaratmak adına başlatılan mücadele tam bir fırsattır. Biz 2-3 yıl içerisinde okullarımızı uluslararası standartlara getirme noktasında kararlıyız….”dedi.

“GARİP BİR ÜLKE BURASI”KTOEÖS TAM GÜN EĞİTİMİ İSTEMİYOR”Çavuşoğlu, “Ben bu ülkede herhalde bu kadar şaşırmayacam. Düşünün ki aslında ismi her ne kadar Laik Eğitim İçin Mücadele Platformu olsa bile asıl tartışma arkadaşlar tam gün eğitim ile ilgilidir. Garip bir ülke burası. Burada eğitimin süresini uzatmaya çalışıyoruz. Çocuklara minimum seviyede fırsat eşitliğini sağlamaya çalışıyoruz. Şimdi sendikalar bu konuda İlköğretim Sendikası eğitim süresinin uzatılmasına karşı olmadığını söylüyor. Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası başka gerekçeler söyleyerek tam gün eğitime karşı çıkıyor. Ben öğretmen çevremle konuşuyorum, eylem yapan öğretmenlerle de görüşüyorum. Diyorlar ki bana şimdi 2 gün ama siz 5 güne çıkacaksınız diyorsunuz. Tam gün eğitimi istemiyorlar arkadaşlar. Ve garip bir şekilde Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası velilere devamlı çağrıda bulunarak kendilerine destek istiyorlar. Ve şimdi velilerin bir kısmı başka bir isim altında tam gün eğitim olmasın diye destek vermeye çalışıyorlar. Burada bu Laik Eğitim İçin Mücadele Platformunu sevgiyle, saygıyla karşılıyorum. Arkadaşlar tam gün eğitim, tam zamanlı eğitim süresini uzatmazsak dünya ülkeleri ile rekabet edemeyiz” diye konuştu. .

DAÜ Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fatih Bayraktar’ın “okullardaki şiddet Eğitim Bakanlığı’nın gündemine öncelikli sorun olarak gelmiyor” şeklindeki açıklamasına ilişkin soruya ise “Gerçekten profesörlerin bile bu kadar hatalı konuşma yapmasına üzülüyorum. Yani okulların nasıl önceliği olmaz ki! Disiplin kurulları, rehber öğretmenler bunun içindir. Okul idarelerinin görevlerinden biri budur. Kanlı para oyunu olayı tabi ki bilgimizdedir. Ama sosyal medyaya çıkınca bu daha çok ses getiriyor. Ancak bunu fırsat bilen profesör hiçbir araştırma yapmadan, hiç bizimle konuşmadan bu açıklamayı akademik olarak nasıl yapabilir. Gerçekten bu ülkede artık herşeyi herhalde tartışmamız gerekiyor. Yani Fatih hocayı tanımıyorum her kimse. Kiminle görüştü. Hangi okul müdürü ile görüşmüş. Hangi daire müdürü ile görüşmüş. Benimle mi görüşmüş. Kiminle görüşmüş. Oturduğu yerden masa başından sallıyorlar. Hani kimileri sosyal medyada klavyede sallıyor belli ki bizim akademisyenler de odadan sallıyor. Yani sallamasınlar lütfen. Fatih hoca programa telefonla bağlanacağına bana bağlansaydı ve soraydı. Benimle konuştuktan sonra açıklamasını yapsaydı.Gelip bizden disiplin suçlarının istatisliğini alsaydı. Ve ondan sonra bu açıklamayı yapaydı. Kendi akademik ünvanıyla daha iyi örtüşeceğdi diye düşünüyorum” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, okullarda en büyük problemin ve en çok zamanın harcandığı konuların akran zorbalıkları, şiddet eğilimli veya disiplin suçu içeren davranışlar olduğunu söyledi.

Bir yanıt yazın